Detective Pikachu Returns İncelemesi

Detective Pikachu Returns özlediğiniz bir arkadaşınızla yeniden vakit geçirmek gibi hissettiriyor. 3DS döneminin sonlarında piyasaya sürülen ve kalın sesli Pikachu ile internette ilgi odağı olan oyun, bir kez daha karşımızda. Bu kez kendine platform olarak Nintendo Switch platformunu seçiyor ve ilginç macerasını yeni oyuncular ile buluşturuyor. Peki, oyun nasıl ve neler sunuyor?

Hikaye, Substance R’in Ryme City’nin Pokémon’larını vahşileştirmesinin ardından iki yıl sonrasında başlıyor ve belediye başkanı bize, bu insan-Pokémon birlikteliği ütopyasını koruma çabalarımızdan dolayı bir madalya takdim ediyor. Ancak, sıradışı ve görünüşte birbirine bağlantısız olaylar dizisi çok daha büyük bir komployu gözler önüne seriyor. Bir yandan bu yeni tehditi bulmaya çalışıyor bir yandan da Tim’in (Pikachu’nun eski dedektif ortağı) babasını bulma arayışı devam ediyor.

Elbette dünyayı kurtarmadan önce çözülmesi gereken birkaç küçük gizem var, zaten oyunun olayı da bu. , Detective Pikachu Returns; Pikachu’nun dedektif, yardımcı ve takım lideri rollerini üstlendiği oldukça çizgisel ilerleyen bir dedektiflik oyunu. Oyunda akış son derece çizgisel sunuma sahip. Hatta bu yönüyle daha çok görsel romanları andırabiliyor ama aynı zamanda konuşmaların detaylarına dikkat etmemizi ve her ne kadar küçük olursa olsun hiçbir ipucunu göz ardı etmememizi, soruşturma defterimize not almamızı gerektiriyor. İpuçları, Ryme City’nin çevresinden toplanabildiği gibi, aynı zamanda insanlar ve Pokémon’ların ifadelerinden de toplanabiliyor. Pikachu diğer Pokémon’ların sorgularından sorumluyken, Tim de insanları sorgulayarak gerçeğe ulaşmaya çalışıyor.

Benim gibi bir yetişkin oyun için çok kolay ve bağlantıları kurup sonuca ulaşmak çok kısa sürüyor, ama çocuklar için gayet eğlenceli ve akıcı bir macera sunmayı başarıyor. Hatta çocuğunuzun yabancı dilini geliştirmesi için de güzel bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Her vaka, doğru çözüme ulaşmak için takip edilecek birkaç farklı sorgu hattını içeriyor ve insanı güzel meşgul ediyor. Aynı zamanda, basit mini bulmacalardan tutun, genellikle sabit bir sahneye odaklanan küçük görevler de bulunuyor. Büyüteçi hareket ettirerek ipuçlarını vurgulayıp nesneleri aradığımız veya doğrudan bir Quick Time Event ile sonuçlanan görevler de ilginç yan hikayeleri açmanızı sağlıyor.

Ayrıca oyunu oynamak için karşılaştığımız Pokémon türüne aşina olmanız da gerekmiyor. Yani illa diğer oyunları oynayıp, bilgi sahibi olmanız şart değil. Çünkü genellikle kısa bir açıklama ile onların davayla ilgili bir parça olup olmadığı konusunda ipuçları sağlanıyor. Ki oyunda hemen hemen her geçmiş nesilden Pokémon’lar bulunuyor, bu sayede biraz bilgi sahibiyseniz, bazı soruşturmaları daha hızlı tamamlamanıza ve davayı kapatmak için nihai çıkarımları yapmanıza yardımcı olabiliyor.

Pikachu her zaman bizi mevcut görevimize odaklı tutuyor, zaten görevi de bu. Oyun ne yazık ki bize o an görmemizi istediği alanın dışında araştırma veya keşif yapma şansı vermiyor ve kamera sabit olduğundan ve en fazla yana doğru kaydırma ile bizi takip ettiğinden, hata yapma şansımız da pek yok. Eğer sahne içinde derinlemesine hareket edebilseydik, ipuçlarını arama sürecine ekstra bir zorluk katabilirdi, bu da formülü geliştirebilirdi. Ek olarak karakter tasarımı 2018’den beri değişmedi, sadece daha yüksek çözünürlüğe erişiyoruz. Pokémon’larda büyük bir sorun yok, ancak insan modellemeleri biraz daha iyi olabilirmiş. Mevcut Nintendo Switch günümüz için zayıf kalıyor olabilir ama birkaç ay önce Zelda Tears of the Kingdom’da neler yapabileceğini de net gördük.

Sonuç olarak Detective Pikachu Returns fena bir oyun değil ama Nintendo’nun diğer önemli markalarının arasında sıkışıp kalmış bir yan oyun gibi hissettiriyor. Kalın sesiyle dava çözmeye çalışan Pikachu konsepti bence çok daha iyi noktaya çekilebilirmiş. Yine de markayı sevenlere ve özellikle çocuklara güzel vakit geçirtecek bir oyun olmuş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir