T24 Dış Haberler
Tayvan’da bağımsızlık yanlısı Lai Ching-te başkan seçildi ve Demokratik İlerleme Partisi (DPP) ülke tarihinde örneği olmayan şekilde üçüncü dönem iktidarda kaldı. Sonucun Pekin’i öfkelendirmesi ve Tayvan Boğazı’nda gerilimi tırmandırması bekleniyor.
2020’den bu yana Tsai Ing-wen’in Başkan Yardımcılığı’nı yapan Lai’nin zaferi, Taipei’in bağımsız Tayvan’ı savunan ve ülkenin Çin’le ulusal kimliğini ayırmaya çalışan politikaları sürdüreceği anlamına geliyor.
Çin’in Tayvan İlişkileri Müdürlüğü, seçim sonuçlarının “Anavatanın sonunda kaçınılmaz olarak birleşeceği trendini değiştirmediğini” ifade etti. Sözcü Çen Binhua, DPP’nin yüzde 50’ye ulaşamamasının partinin çoğunluğu fikirlerini temsil etmediğini gösterdiğini iddia etti.
Resmi olmayan sonuçlara göre Lai oyların yüzde 40.05’ini, ana muhalefet partisi Kuomintang’ın (KMT) adayı Hou Yu-ih yüzde 33.49’da kaldı. Üçüncü aday Ko Wen-je yüzde 26.46 oy aldı. Anketlerde Lai’nin rakiplerine farkı çok daha düşük duruyordu.
Seçimleri kazandığı açıklandıktan kısa süre sonra Lai, sonucu “Demokrasiler toplumu için bir başarı” diye niteledi.
Tayvan halkının seçimde dış etkilerden kendisini korumayı başardığını ifade eden Lai, “Tayvan halkının kendi başkanını seçme hakkı vardır” dedi.
Öte yandan DPP, Tayvan’ın 113 sandalyeli parlamentosunun kontrolünü kaybetti. Lai, “halkın çıkarına olduğu sürece” muhalefetle çalışarak politikalarını gözden geçireceğini ifade etti.
DPP’nin “daha radikal” olarak nitelendirilen kanadından gelen Lai, Tsai’nin Çin ve ABD arasındaki dikkatli denge politikasını sürdüreceğini ifade etti. Pekin, Tayvan’ı kendi toprağı olarak görüyor ve “tekrar birleşmenin gerçekleşeceğini” iddia ediyor. Çin, daha önce bu doğrultuda güç kullanabileceğinin sinyallerini verdi.
KMT de Tayvan’da Çin idaresine karşı çıksa da Çin ile diyalog halinde olmayı hedefliyordu.